Dündar Köyü
  Sosyolojik Analiz
 
 Sosyolojik Analiz (1)
Dündar köyü ve Dündarlılık bilincinin oluşumu ve Dündar insanının toplumsal değişimi ve gelişimi üzerine bir kaç denemede bulunulmasında fayda vardır. Bunu 4 dönemde yapmak işi kolaylaştırabilir. 1. Dönem :1900 – 1930 yılları 2. Dönem : 1930 – 1960 yılları 3. Dönem : 1960 - 1980 yılları 4. Dönem : 1980 - 2008 yılları 1.Dönem e ait bilgi sanım elde yok. Yenice, Hasan, dedeşoğlu, mısır, delibalta, Eyüp, Aşık İsmail, Osman, bu dönemin insanları olmalı. Bir kürt Hüseyin, cemekhasan bu dönemde genç yaşta olmalılar. Şimdi hayatta değiller, sormak gerekirdi. Fakat Cumuk belki o döneme ait bilgiler ile bizleri aydınlatabilir. Dündarda bazilarimiz o döneme ait büyüklerden bilgi almışlardır. Bu bilgiler bir yere kaydedilmeli. Web sayfasında dündarın oluşumu ile üzel kıymetli bilgiler verilmiştir. Bunlardan sitifade edilebilir. Osmnlı nın son dönemi, Osmanlı Enver paşaların alman hayranı olmasından dolayı, 4 cephede savaşa girmişler kaybedilen yerleri almak ümidi ile. Seferberlik ilanı söz konusu. Bu dönemde bu 4 cepheye dündardan kimler gitti acaba ? Çanakkale, Filistin-Yemen de savaş, doğu cephesinde savaş, kurtuluş savaşı. Bir Ermeni sorunu var. Bizim köyle bunlar arasında ilişkiler olmuşmudur. Mesala Topçugile keçi sürüsü bıraktıları söylenir. Bu bilgiler toplanmalı. Dündar insanı o dönem çarık giymeli. Evler taş, kıldan pantolanların giyildiği, ilkle tarımın yapıldığı bir Dündar. Henüz Dündar köyü oluşmamış. Arut ve buğday eşekler ile satılıp, karşlığında tuz, yiyecek ürünlerinin alındığı, at ve eşek üstünde hakkulah ve yiyecek arayışlarına girildiği problemli ve zahmetli dönem. Hafik sanırım koçasar olarak adlandırılmakta. Açlık, kıtlığın olduğu dönem. Davar yününden kadınların yün eğirdiği ve çorap yapıldığı bir dönem. Hastalıklardan dolayı kadın ve çocukların öldüğü bir dönem. O döenmde insanlar, tahıl ürünlerinden ekmek yaparak, ve meyve ile ve süt ürünleri ile geçindiği ve beslendiği zor bir dönem. Ulaşım yayan veya eşek ve at ile olmakta. Mesele gavur mezarlığında eski döenme ait iskelelt kalıntılarını olduğu söylenirdi. Bunların orijini nedir ?

Sosyolojik Analiz (2)
1930 – 1960 lı yıllar 1930 lı yıllarda büyük zelzele, Erzincan depreminin (sanırım 1939) etkileri çok konuşulurdu Dündar köyünde. Bir kaçının öldüğü söylenirdi. Bu yıllarda halk yoksuldu, ilkel tarım ve hayvancılık ile geçinilirdi. Eşekler ile kil getirdiklerini, armut karşılığında tuz alındığından bahsederlerdi. Yayan, at, eşek sırtında köylere giderlerlerdi. Yol, iz yoğ idi. Daha ziyade cılga ve patika yollar kullanılırdı. O dönemin çocukları giymeye pantolan, çorap, kazak bulamadıklarını söylerlerdi. Çarık o dönemin ayakkabısı idi. Mal, davar ürünleri önemli geçim kaynağı idi. Tifo, verem, vb. gibi hastalıklardan çocuklar, genç gelinler ölmekte idi. Doktor nerden olsun ki. Doğumları tecrübeli yaşlı analar yaptırırdı. İdara ile ve ateş yakılarak aydınlanma ve ısınma problemlerinin üstesinden geliniyordu. Ağaç kaşuk yemeklerde kullanılırdı. O da yetersiz idi. 1930 lu yıllar önemli idi, Dündar köyünün gelişimi için. Okuma yazma bilen yoğ idi. Bazıları Askerde öğrenirdi. O döneler askerlik 2 , 3 yıl dı galiba. 1930 lu yıllarda doğan ve hayatta kalan erkek çocuklar büyüdüler ve genç yetişkin hale geldiler ve bu insanlar, yavaş yavaş, İstanbula geldiler. Devlet işine girip para kazanmaya başladılar. Bu paraları yavaş yavaş Dündara aktarmaya başladılar. İşte bu dönem Dündarın kalkınması, gelişmesi için önemli olmuştur.
 

Sosyolojik analiz (3)
1960 – 1980 li yıllar 1960 lı yıllarda Dündar gençleri İstanbula gelmeye başladılar. Elektrik, sular idaresi, çöpçülük, kapıcılık vb. gibi devlet işlerinde çalıştılar. İş çoğ idi. Kasımpaşada büyük hamam da çalışanlar oldu. Kasımpaşa daki bekar odaları revaçta idiü. ECügun Velinin o dönemde kahvesi vardı. Kasımpaşa hem tekkelüler hem de Dündarlılar için bir uğrak ve barınma yeri idü. Para kazandılar ilk dönemlerde bu paraları Dündardaki babalarına, eş ve çocuklarına gönderdiler. Daha sonra bu paralar ile İstanbulda gecekondu aldılar. Bahçeli idü. Yaz aylarında köye gittiler. Tabi kalaycinin otobüsü, edikhasangilin kaş ve eşekler ulaşım aracı idi. Zor ve zahmetli idü. Daha sonraları 1970 li yıllara doğru Almanya ve Avusturya hükümetleri türk işçi kabul etmeye başlamasıyle, Dündardan Viyana, Bremen vb. yerlere gençler gitti. Bunlar yerleştiler, sonrada eşlerini ve çocuklarını oraya götürdüler. Tüm bunlar Dündar köyünün pek çok bakımından gelişmesi için ilk adımlardı. Dündarda 1970 li yılarlın ortalarında tarım ve hayvancılıkta gelişti. İnsanlar mal ve dardan para kazandılar. Para kazandılar. Bu paralar ile kıyafet aldılar, karpuz, domates, üzüm alabildiler. Alamancılar yaz aylarında dündara geldiler. Gelirken meşhur kaset çalr radyolu teypler getirdiler. Gömleğe mintan denirdü. PAntolan, ayakkabı , ceket getirdiler. Teyp tarlalarda çalınmaya başlandı. Kasetler o dönemde meşhurdu. Alamancıların, istanbulda gelenlere göre havası ve forsu çoğ idi. Herkes alamancıların peşine düştü. Alamancılar o dönem sanki birer Tanrı, büyük patron dular. Herkes onların ağzından çıkana bakıyordu. Dündarda kalan Almanya ve istanbula gidemeyen yoksulalrın durumu çok fena idi. Alamancılar ve İstanbukdan gelenler onlara , çay verirdi. Kıyafet yardımında bulunurdu. Ot ve ekin işlerinde bu yoksul insanlar onlara hizmet ederdi. 1980 li yılların ortalarında Dündarda, gidik Ahmet, Halil dervüş, kürt Hüseyin, cemek hasan, tısığali, vb. insanlar bu dünyadan göçüp gittiler. Bu dönemde Dündar da bir okul var idü. Bir öğretmeni var idü. Dündarlı çocuklar okuma yazma öğrendi. Hubyar köyünden de çocuklar Dündara okumaya gelirdü. Şeyh memmet bu dönemde hubyar köylerine sanırım okul yaptırmamış anlamına geliyordu. Bu şeyh memmetin en büyük yanlışı olmuştur. Buna bir anlam vermek zor. Bu bakımdan bir kürt Hüseyin her zaman şeyh memmetten üstün idü. En azından köyüne okul ve öğretmen getirtmişti. Dündarlıların ve alamancıların İstanbulda aldıkları gece kondular, o dönemin ve sonra doğmuş olan çocuklarının şimdiki konut sorununu çözmüş fakat İstanbulu maalesef betonlaştırmıştır. Bu anadoludaki herkes için geçerlidir.

Sosyolojik analiz (4):
1980-2008 yılları. Bu dönemi 2 ye ayırmakta fayda var. 1980 – 1990 yılları. Bu dönemde 1960 ve 1970 li yıllarda İstanbul ve Alamanya ya gidemeyen fakir Dündar köylüsü nün gençleri İstanbula gelebildiler. Bunlar, taksimde yedek parçacı gibi işlerde çalıştılar. Taksim bir dönem Tekkelülerin ve Dündarlıların, yedek oto parça alanında çalıştığı yerlerdi. Tekkelüler o dönem dükkan sahibi idiler. Bu yoksul Dündarlı gençler para kazandılar, iş tecrübesi edindiler. 1970 ve 1980 yıllar arasında ülkedeki terör ve anarşi olaylarına hem tekkelüler hem de Dündarlılar karışmamışlardır. O dönemin olaylarından etkilenmediler. 1990 yıllarına doğru, beledyelerin izni ile İstanbulda 5, 6 katlı bina yapımına imar izni vardı. İstanbulda bir furya başladı. 1980 li yılların ortalarına doğru Ecüğün Velinin trafik kazasında ölümü tekkelüde ve Dündarda çok üzüntü yarattı. Deyim yerinde ise bir Milletvekili ayarında bir insan yok olup gitmiş idü. Eceğün Veli tekkelü ve Dündarlıya o dönem yön veriyordu. 1970 li ve 1980 li yılların ortalarına kadar Ceritgilden Halil Delikkaya nın yay dükkanı meşhur idü. O dönem zengin idü. İşadamı idü. Yemesi içmesi teşkilatı iyi idü. Meşhur mercedes i vardı. Araba o dönem kimsede yoğ idü. 1960 lı ve 1970 li yıllarda İstanbula gelip gecekondu alan Dündarlılar ve tekkelüler, devlet işçisi idi ve kazandıkları paralar ile 5, 6 katlı bina yaptılar. Çok zahmet çektiler. Bina cephesi kırmız tuğlalı kalanlar vardı. Yavaş yavaş, bu binaların ince işini yaptılar. Binanın tam teşekkülü hale getirilişi yıllar aldı. Dündarlı ve tekkelü hanımlar temizlik işlerine ve fabirkalara girip çalıştılar. Borç ödemeye katkı yaptılar. Bu binalar hem Dündarlıları hem de tekkelüleri ekonomik olarak sarstı. Üzüntü ve stresten ölenler oldu. Okmeydanı adeta beton yığını hale geldi. 1980 den sonra gelen Dündarlılar 1995 li yıllardan sonra daire aldılar. Ev sahibi oldular. Okmeydanı, Esenler, Sarıgazi, Ümraniye, Pendik-içmeler, gazi mahallesi, Dündarlı ve tekkelülerin oturma yeri oldular. 1980 li yılalr Özal dönemi idü. İstanbula telefon da geldi. Dündarlı ve tekkelü evlerine telefon aldı. Birbirlerine bolca İstanbulda telefon ettiler. Bu yıllarda Dündarlı ve tekkelüler çocuklarına bolca düğün , nişan yaptılar. Bir ara nişanı kaldırdılar. Herkes birbirlerinin düğününe gitti. Para takma, takı takma moda idi. Elde edilen para salon kirasına hemen verilirdi. Bu gözel bri şey idi. Saatlerce düğün salonlarında kalır eğlenirlerdi. Birbirlerinden kız alıp verirlerdi. Gelenek böyle idü. Yabancıya kız gitti mi yanar üzülürlerdi. Oğlunu everenler ev sorununu düşünmezdi.

Sosyolojik analiz (5):
 1980-2008 yılları. Yaptıkları bu 4, 5 katlı dairelerin birinde oturturlardı. Dündarlılar ve tekkelüler birden kiracıları oldu, gelir sahibi oldular. Kızlarını da tekkelülere verdiklerinden ev sorunu olmazdı. Dündarlının dedeşgil harici olanları, Eykürü, alan, asarcuk vb. aşağı köyden kız alıp verirlerdi. Zamanla Dündarlılar ve tekkelüler araba aldılar, hemen hemen hepsinin arabası oldu. Bu arabaları ile hava attılar, forsları çoğ idü. Dündarlılar ve tekkelüler 1960 ve 2000 li yıllarda ne bir doğru dürüst kitap, gazete okumadılar. Okumaya ve kültüre yatırım yapmazlardı. Günlük yaşarlardı. Yazın bu arabalar ile Dündara ve tekkelüye gittiler. Yol topraktı. Epey hava attılar. Dündarda ve tekeklüde evlilikte boşanma olayı olmazdı. Düğün salonları tekkelünün ve Dündarlının hava atacağı yerlerdi. İstanbulda Dündarlı, tekkelüden bağımsız bir varlık göstermezdi. Tekkelü ile iç içe idi. Dündarlı İstanbulda azınlıktı ve bir bilinç yoğ idü. Tekkelü rüzgarı fazla idü. Bu yıllarda ekonomik refah ile birlikte yavaş yavaş gençler Ünversiteye gitmeye başladılar. 1960 ve 1970 li yıllarda gelenlerin çocukların tek tükü bu yıllarda üniversiteden mezun olmuştu. Tekkelü okumuş insana önem verirdi, bir astsubay, subay ve üniversiteli var ise, düğün salonunda sahneye çıkartır anons ederdi. Bir alkış kopardı. 1995 – 2008 yıllarında bu Üniversiteye giden tekkelü ve Dündarlı sayısı arttı. Fakat maalesef gerek tekkelü ve gerekse Dündarlı nın yetiştirdiği bu üniversiteli gençler devlet dairelerinde memur olamadılar. Devletin teknokrat ve bürokrat kadrolarına giremediler. Bugün belki 1 veya 2 kişi varsa var devletin kadrolarında. Mezun olduktan sonra serbest çalıştılar bugün artan işsizlik içinde sıradan kimseler olageldiler. Dündarda ve tekkelüde Üniversiteye giden ve mezun olan oğlu kızı varsa bir hava atardı. O dönem, 5, 6 katlı apartımanı, arabası, kızı ve oğlu Üniversitede okuyanın forsu çoğ idü. Dikkat edilirse Dündarlının yanında hep tekkelünün isimi geçiyor. Çünkü bu yıllarda Dündarlıların fazla belirginliği yoğ idü. Tekkelü ile birlikte Dündarlılık bir anlam ve değer kazanıyordu. 1970 ve 1980 li yıllarda ceritgil yay sanayinde ilerlediler. Toğçuğil ve Cemekkgil nakliye ve taşımacılıkta ileri geldiler. Kazım Karataş oto parça ile bir dükkan geliştirdi. Ködek hasan ın oğlu ve Bekir kabuk yangın tüpü işi ile ilgilendi. Fakat 2000 li yıllarda bunlar da karınca kararınca ayakta durabildiler. Çoğu iflas etti bıraktı. 2008 li yıllara gelince iş adamı kimliği Dündarlılarda önemli derecede gelişemedi. Çünkü İstanbulun nüfusu çok arttı. Dündarlı ve tekkelü nin bir başka sosyal aktivitesi yoğ idü. Cenazelerde bir araya gelirlerdü. Para toplarlar idü. Yardımlaşma iyi idü. Söz ekmeği, kına gecesi, kırk ekmeği, düğün, nişan o dönemin sosyal etkinlikleri idü.

Sosyolojik analiz (6):
1980-2008 yılları. O dönemler Hubyar derneği fazla etkili değildi. Dündarlı dernekcilik vakıfcılık nedir bilmez idü. Tekkelüler de dernekcilk işi ile fazla meşgul değildiler. 1992 yılından sonra tekkelü de ve dündarda dernekçilik ve vakıfçılık ve siyasi partilere üye olma moda oldu. Çünkü tekkelüler ve Dündarlılar apartımanı ve arabası olmuştu. Kendilerine göre paraları oldu. Ne yapalım dediler ? Toplumdan kopamadılar. İstanbul içinde başka insanlar ile kaynaşamadılar, kendi toplumları ile ilişiklerini devam ettirdiler. Derneklere üye oldular, başkan seçildiler. Yardımcı oldular. Tekkelü ve Dündarlı hazır bir toplum idü. Bu hazır toplumu bir insanın İstanbulda seneler geçirse elde etmesi zor idü. Tekkelü de herkes dede idü. Lider idüler. Kimse kimseden aşağıya kalmıyordu. Herkes der di kü benim sözüm geçsin. Ben lider olayım. Bugün bu manzara Tekkelüde 2 dernek 2 vakıf olayına doğru gitmiştir. Dündarlılar 1995 te bir Dündar derneği kurabilme becerisi gösterdiler. Sonraki yıllarda bu iyice resmileşti. Kadir Enli ilk dernek başkanı idü. Bir gece düzenledi, tekkelü ve Dündarlı dernek gecesine geildiler. Bir heyacan, bir alkış çoğ idü. Paralar toplandı. Dündarlı sonra bir lokal aldı. Yavaş yavaş Dündarlılık bilinci geliştü. Köyün sorunları ile uğraştılar. Piknik düzenlediler. Ve böylelikle 2008 yılına gelindi. Peki 1980 -2008 yıllarında Dündar köyü ne durumda idi. Dündar insanı İstanbula ve alamanyaya, Viyanaya gittiler. Viyanadaki gençler burada kzılar ile evlenip onları oralara götürdüler. İnsan gücü azaldı. Tarıım ve hayvancılık azaldı. Ekin, ot biçenlerin sayısı azaldı. Şehir yaşamı daha kolaydı. Marketler, bakkallal var idü. Dündar kim çeker idü, o sıkıntıyı. Ve yavaş yavaş İnsanlar dündarı boşaltılar ve İstanbula geldiler. Bugün dündarda kışın kimse kalmıyor. Yaz olunca insanlar gidiyor. Mayıs ayında tekeklü ve Dündarlı orta yaşlı ve yaşlı İnsanlar İstanbulda kalamıyorlar. Tekkeye ve dündara gidiyorlar. Kasımda dönüyorlar. Göçmen kuşlar gibi. Neden ? Çünkü bu insanlar 1990 lı yıllarda İstanbulu betonlaştırdılar. Bu diğer insanlar için de geçerli. Bu betonlar ve asfalt Mayıstan- Ekime kadar İstanbulu gece yatılmaz ve gündüz durulmaz hale getiriyor. İstanbul kalabalık. Su sornu var. Sular kötü. İstasyon suları içiliyor. Gürültü, ses kirliliği fazla.
 
Sosyolojik analiz (7):
dördücü kısım 1980-2008 yılları. Fakat Dündarlı ve tekkelüler bugün çocuklarının konut sorunun çözdüler. Tounlarınkini ise çözemeyecekeler. Şimdiki gençlerin doğru dürüst işi yok, var olanların ise gelir düzeyi iyi değil. Bundan sonra ne olacak. Hem Dündarlılar hem de tekkelüleler bu dernekcilik ve vakıfcılık işinde bir doyum noktasına ulaşacaklar gibi. İnternette yavaş yavaş web sayfalarını yaptılar. Tekeklüyü ve Dündarlıyı web sayfasına koydular. Köy giyimi, guşamı, yemek kültürü, dağ resimleri, köy resimleri, vb. Tekeklü ve Dündarlı dernek ve vakıfları bundan sonra ne yapacak ? Sanırım merkezi bir yapıya gidilecek, insan gücü ve parasal ekonomi birleştirilecek, dev araziler alınıp , büyük kültür kompleksleri yapılacak. Tekkelüye ve Dündara ait eğitim, hastane kompleksleri yapılacak. Bu kompleksler çok gelir getirecek, Dündarlı ve tekkelünün okumuş gençleri bu yerlerde iş bulup çalışacak. Merkezi bir yapıya gidilmez ise, ekonomik güç birleştirilmez ise, Tekkelü aralarında inatlaşır ve ayırımcılık devam ederse ne ol ur ? Dağılma olur, parçalanma olur, kültür kaybı olur, güdük ve yoksullaşan bir halk oluşuru. 2050 li yıllarda sanırım Dündarlı ve tekkelü gençler yabancı insanlar ile evlenecek, Amerikalı, İngiliz vb. Bu benim tahminim. Şimdiki toplum yapısı evrim geçirecek. Fakat İnin önü, tepecük başı, yalınız pınar, tekkerağen kaş hep olacak, hep olacak, hep olacak….
 
  Toplam 72323 ziyaretçi  
 
BU SITEDE YAYINLANAN TÜM BILGILER DÜNDAR KÖYÜNE AITTIR Webmaster: Muharrem Cukaci - Editör: Tuncay Cukaci Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol