Dündar Köyü
  Siir Kösesi
 
 


Degerli canlar
 

Bu sayfada yayinlanmasini istediginiz siirlerinizi Iletisim bölümünden gönderebilirsiniz.
Tesekür ederiz.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

HALK OZANI AŞIK TURAN(ESENLİ(DONA)KÖYÜ

SELAM HEMŞERİLERİME.
DAĞLARINA TÜRKÜ YAZDIK.
ÇALAM HEMŞERİLERİME.

YOLLAR DOLANI DOLANI.
UĞRAYIP GÖRDÜK ALANI.
BAKIR BELİNDEN O YANI.
SORAM HEMŞERİLERİME.

GÖNEKSE AŞUDA PERDE.
DURALIM OYMA DEREDE.
BAYRAM TEPELİ MEREDE.
VARAM HEMŞERİLERİME.

GÜL PINAR GÖVESSE YAREN.
ÇALTILI KIZILCA ÖREN.
ADAMLIDAN VARMI GELEN.
SORAM HEMŞERİLERİME.

BEY KONAĞI DİVRİĞİNDEN.
OLUK BAŞI ÖĞKÜRÜDEN.
ÇUKURCA ÇATMA BELİNDEN.
AŞAM HEMŞERİLERİME.

COŞAR YEŞİL IRMAK ÇAYI.
UNUTMADIK AKKAYAYI.
CENNET GİBİ TOZANLIYI.
SORAM HEMŞERİLERİME.

ALİ BEYLİ MANSURLUYU.
MÜSEYLE YAKA BOYLUYU.
KAYTARMIŞA AÇ KOLUNU.
SARAM HEMŞERİLERİME.

DÜNDAR DEĞİRMEN SEKİDE.
EĞLENEK EKİN GÖLÜNDE.
AY YILDIZI GÖNLERİNDE.
AÇAM HEMŞERİLERİME.

ALEVİ SÜNNİSİ GARDAŞ.
HAL İÇİNDE OLUR HALDAŞ.
AŞIK TURAN BENDE YOLDAŞ.
OLAM HEMŞERİLERİME.


DÜNDAR KOYÜ SIIRI


Email: zeynep zeynepenli@hotmail.com
 27.05.2008,
dündar yolları taşlı kızları var karakaşlı her birisi teleşlı insanları var yaşlı yaşlı çörmüğün suyundan ben razıyım dündar köyünden seviyorum onları tutun ki yıldızından ayından kurban olam gülüne vadisine kan dökerim ovasına yazına bu güzelliği yaratanın borçluyum ben birisine yaratan ne güzel yaratmış dokuzları dağı mesken tutmuş beyaz karı uzakta kaldı tekelisi hubyarı mutluyum ben bu köyde kalalı ziyaret edilir hubyar değirmeni dağlarda büyür ve yetişir gurmudu çamı keveni helal olsun dundarı sevene canım çekti şu memleketi dündar insanı sever sohbeti dündar insanı sever millei yaşar köyde yaşlısı genci güzeldir festivali bayramı soğuktur suları soğuktur ayranı başka köye gidilmez dundardan başka güzel köy varmı allah yaratmış dundarı birde katmış içine tadı çok güzeldir yazı baharı sevelim sevilelim dündar insanı yaz olur ekinler biçilir sıcak olur soğuk ayran içilir dündar.a varmak istiyorsak dağlardan ovalardan geçilir tarlalarda gelinler tutar orağı bilmezler yakını ırağı gül gibi kadınları var birde tombul tonbul yanağı yayılır kususu koyunu ellik halaydır oyunu vazgeçmem dündardan bağışlasanız dünyanın yıldızını ayını kuzeye bakar dündarın yönü tarihle doludur mağarası ini doludur dündar köyünün zenginliği yitmemiştir yitmeyecek özbenliği yazıyorum dündar şiirini destekleyin yazan şairini ele alıyorum incesini zarifini edin bana dündarın tarifini selvi boylu kızları aşık usandırır nazları çok güzel olurlar baharları yazları damağımda kaldı sohbetin tadı çalışır dündar insanı kimi almamış muradını şendir buruktur dündar insanı turani bilirmisin dündar köyünü yaylalarda güderdin kuzu ve koyunu oynarmıydın tarlalarda ellik oyunu dündar suçlu deilsin kaldır boynunu 


YAZAN
TURAN ENLİ





Yolu hoş görülür Hubuıyarlının 
 

Bir kuş bir çalıya çekmiş kalemi

Seyrediyor tozanlıyı alemi

Çıkakta Tekkeyi edek kelamı

Eli hoş görülür Hubuyarlının
 

Duman almış dokuzların başını

Gelinin aşukta yurlar başını

Yaredenden hayır diler işini

Yolu hoş görülür Hubuıyarlının
 

Akpınarın suyu akar yayladan

Feleğin kahrıdır bizi  böyleden

Nice canlar göçtü yalan dünyadan

Eli hoş görülür Hubuyarlının
 

Der ABDALIM ah çekiyor özünden

Ah çektikçe kan yaş gelir gözümden

Bir su içsem akpınarın gözünden

Suyu hoş gelir Hubyarlının

(Bu Deyiş Zile’nin Kervansaray Köyü’nden Hubyar dedelerinden İbrahim Ethem Baba’nın hatıra defterinden alınmıştır.)(Eraslan Doğanay)

                                                                                    
 
HÜSEYİN ABDAL

            Hüseyin Abdal aynı zamanda Hubyar Sultan ‘ ın  Torununun oğludur. Yaşadığı dönem 1600 lü yıllardır. Türbesi Hubyar Sultan türbesinin yanındadır. Hüseyin Abdal’ la ilgili detaylı bilgi Hubyar Sultan’ ın sülalesi bölümünde verilmektedir. 

  Hüseyin Abdal’ ın dilden dile günümüze gelen bir deyişi

  Beri gel beri gel divane aşık

  Sen kıble ararsan kıble sendedir

  Tanrı seni öz nurundan yaratmış

  Hem din hem de iman Kabe sendedir
 

  Vücudunu dört nesneden halletti

  Evrahından evrahına nur kattı

  Cümle melekleri hem secde etti

  Cemaat ararsan iman sendedir
 

  Gelmiş haber soruyorsun Mehdi'den

  Erler imiş cümle ilime hükmeden

  Ne ararsın Şam'ı şarkı Mekke'de

  Kabe'yi beytullah Mekke sendedir.
 

  Hüseyin Abdalım gezme ırağı

  Güzel imiş Şeyh Safi'nin yüreği

  Sunan için hak evinin durağı

  Hoş bak vücuduna mehman sendedir 
 

  Ali gibi er gelmedi cihane

  Ona da buldular türlü bahane

  Yedi kez uğradım ulu divane

  Divanda oturan Ali değil mi?
 

  Binbir adı vardır bir ismi Hızır

  Nerede çağırsan orada hazır

  Ali padişahtır kanberi vezir

  Bu fermanı yazan Ali değil mi?
 

  Yarattı mülcemi oda oldu düşman

  Kastetti Ali'ye sonra oldu pişman

  Hani kitapta var ol Ömer Osman

  Kur'an'da okunan Ali değil mi?
 

  Hüseyin Abdal'ım ben bir beçare

  Aradım bulmadım derdime çare

  Kusurum çok nasıl yaranı divana

  Divanda oturan Ali değil mi?
 

  GÖNDERİN BENİ

  Sabah olup güneş nurlar saçarken

  Muhammed Ali’ye gönderin beni

  Ruh çıkıpta kafesinden uçarken

  Oniki İmama gönderin beni
 

  Toplanın Muhibler irfan yurduna

  Can dayanmaz ayrılığın derdine

  Hüseyin Babayı koyun yurduna

  İmam Hüseyin’e gönderin beni
 

  Gülbenk çekin niyaz ile saz ile

  Çok muhabbet ettim cilve naz ile

  Ecel geldi fırsat vermez söz ile

  Masumu paklara gönderin beni 
 

  Çok günler geçirdim hep yalan oldu

  Arifler tanıdı kör inanmadı

  Çıkıp hak yolunda şeytana kandı

  Ecdadım Hubyar’a gönderin beni
 

  Yaptım ahretimi hakka geçmeye

  Beş gün kaldı şu dünyadan göçmeye

  Hak nasip edeerse kevser içmeye

  Pir Hacı Bektaşa gönderin beni
 

  Dokuz yüz kırk yedi biz gider olduk

  İhtiyarlık çöktü sarardık solduk

  Ol Hakkın emrine biz razı olduk

  Dedem  Kul Yusufa gönderin beni  
 

  Atam Hasan baba beni çağırdı

  HÜSEYİNİM tez gel diye bağırdı

  Yaşım altmış dokuz sakal ağardı

  Nur Hasan babaya gönderin beni
 

  TURNALAR

  İstanbul’u sorsan dağdır meşedir

  İçinde oturan beydir paşadır

  Güzeller mekânı Kasımpaşadır

  Bizden yâre selam söylen Turnalar
 

  İndim Üsküdar’a bindim kayığa

  Samsun’a gelince indim çayıra

  Kayırırsa bizi mevlam kayıra

  Bizden yâre selam söylen Turnalar
 

  Amasya’yı sorsan padişah tahtı

  Önümüz engebe Çengele baktı

  Turhal’a uğradık gün öğle vakti

  Bizden yâre selam söylen Turnalar 
 

  Biz de geldik Tokat’ın şarına

  Herkes armağının alsın yârine

  Hızıl enişte mamu beline

  Görünür Dedemin elleri Turnam 
 

  Ben de çıktım Tozanlı’nın düzüne

  Yüz sürelim toprağına tozuna

  Eşikten içeri evin yüzüne

  Omuzum köşeye vereyim Turnam
 

  HÜSEYİN ABDALIM namın söylensin

  Serilsin sofralar nimet yörüsün

  Başa geller haller orda sorulsun

  O yâr karşıma çıksın salınsın Turnam



Ozan Karaoğlan

           Hubyar Sultan için deyiş yazan ve söyleyen ozanlar içinde en önemlisi ve en çok deyişi bulunanı Ozan Karaoğlan’ dır. 

           Karaoğlan 1690 yılında Sivas-Zara-ılıca köyü kargılı mezrasında doğmuştur. Asıl adı Hüseyin dir. Şiirlerini Karaoğlan mahlasıyla yazmıştır. Karaoğlan  küçük yaşta saz çalmayı öğrenmiş, . Kargılı köyünde bulunan Derebeyi kargılı Murat onu yanına  aşık olarak almış.  Karaoğlan  yüzlerce şiirler, deyişler söylemesine rağmen ismi hiç duyulmamıştır. Buna sebep olan şudur; Karoğlan  ın  doğduğu ve oturduğu yer olan kargılı köyünde Kargılı Murat namıyla bir Derebeyi yaşarmış. Bu Derebeyi etraftan haraç alır, kervanları soyarmış. Bu durumdan canı yanan ahaliden birisi durumu padişaha şikayet etmiş ve padişah III.Ahmet  Kargılı Murat’ ın üzerine asker göndererek Kargılı Murat’ ı bozguna uğratmış. O zamanlar Alevi olan Kargılı köyü dağıtılmış. Yıkılıp yakılmış. Köy ahalisi başka köylere sığınmışlar. Ozan Karaoğlan’ da Akören köyüne sığınmış oraya yerleşmiş. Ozan Karaoğlanın soyu bu köyde asimle olmuşlar ve sünnileşmişler.  Sünnileşen aile Dedelerinin Deyişlerini gün yüzüne çıkartmaktan çekinmişler bunda hem devlettin baskısı hem de ailenin etraftan ve sünni ahaliden çekincesi önemli rol oynamıştır. Karaoğlanın yazılı Cönkleri 1930 yılında Zara’ nın Eymir köyünde bulunan  Molla Hasan tarafından günümüz Türkçesine çevirtilerek yine halk ozanı olan ve Zara ilice köyünde bulunan Kara İsmail’ e verilmiştir. Kara İsmil’ dan de Ozanın torunlarından olan Zara Akören köyünde bulunan ve geçmişine , kültürüne son derece bağlı bir kişi olan Araştırmacı Yusuf Çınar almıştır.  

           Yusuf Çınar’ ı  Sevgili Dost Fikri Karaman sayesinde tanıdım. (A.Kenanoğlu) İlk önceleri her gün telefonla sohbet ettik. Övgüyle ve heyecanla elindeki deyişlerden bahsediyordu hep. 2001 yılı yazında  Akören köyüne ve Yusuf Çınar’ a misafir olduk. Daha köyün girişinde bekliyordu bizi. Telefonda çok muhabbet etmiştik ama ilk görüyorduk birbirimizi. Evine çıktık, sofralar hazırlandı  yedik içtik. Elinde bulunan Dedesi Ozan Karaoğlan’ ın deyişlerini getirdi. Heyecanla inceledim okudum. Aşağı yukarı 300 civarında deyiş var . Deyişler tipik bir Alevi Ozanının dilinden , sazından çıkmış. Hubyar’ la ilgili bir çok deyişi bir çırpıda heyecanla okudum. Yazık dedim yazık. Bu güne kadar Hubyar’ la ilgili olarak bu kadar değerli deyişlerin bilinmemesi çok yazık . Sadece Hubyar’ la ilgili olanı değil. Düvaz imamlar, aşk ve sevda şiirleri, hasretlik şiirleri bunların hepsi mevcut Ozan Karaoğlan’ ın cönklerinde. Cönklerin çevirilerinden konumla ilgili olanları ayıkladıktan sonra Zara’ ya gittik, fotokopi çektirmeye. Gezerek ve sohbet ederek döndük Akören’ e . Geceyi Yusuf Çınar’ ın evinde , kolu komşuyla beraber sohbet ederek geçirdik. Pek Karaoğlan’ a deyinmiyorlardı. Dikkatimi çekti. Sanki Yusuf Çınar’ dan başkası onun o köylü olduğunu Dedeleri olduğunu kabul etmek istemiyordu . Bu konuyu öbürsü gün açtı Yusuf bey,  Karaoğlan’ ın mezarını bakmaya ziyaret etmeye gittiğimizde. Çok şaşırdım Karaoğlan’ ın mezarının yeri bile belli değil. Mezarlığın yanında ama Yusuf beyin söylediğine göre onu dışarı da tutmuşlar. Çevre duvarı örülürken. Yusuf bey epeyce mücadele etmiş Dava açmış. Mahkemelik olmuş. Bir çok Devlet kademesine başvurmuş. Burası Büyük Ozan , Ozan Karaoğlan ın mezarının yeridir. Burayı yaptıralım demiş. Muhtar karşı çıkmış burası yol mezar falan olmaz burada demiş. Köylüler ve Yusuf beyin bazı akrabaları karşı çıkmışlarr. Yusuf bey direnememiş fazla, pes etmiş gibi gözüküyor. Ama mezar yerini gösterirken de bir o kadar içini burukluğunu yüzünün ifadesinden anlıyorum. Bu çok değerli ozanın Mezarının yeri şu an yol gibi kullanılıyor. Ve bugün Sünnileşen torunları Dedelerini kabul etmek istemiyorlar. Yusuf Çınar hariç.   O gün Yusuf Çınar’ la Ozan Karaoğlan’ ın doğduğu yerleri gezdik. Kargılı Murat’ ın öldürüldüğü yerleri. Yakılan yıkılan köyleri gezdik. Tabi şimdilerde bir kalıntı yok. Yeni birkaç ev yapılmış yerlerine.  

            Ozan Karaoğlan’ ın şiirlerinde  Türk Halk Edebiyatı tüm özelliklerini görmek mümkün. Bu şiirler 11 li hece ölçüsü ile yazılmış. Bazıları 8 li hece ölçüsüyle söylenmiş. Şiirlerde yarım ve tam kafiye kullanılmıştır. Şekil ve muhteva bakımından mükemmel olan şiirlerde 6+5 veya 4+4 (semai) hece ölçüsü kullanılmıştır. Ozan Karaoğlan  yaşantısına ve şiirlerine konu olan sevdayı, aşkı, ayrılığı, gurbeti, acıyı, manevi hazzı yaşamış ve bunları deyişlerine aktarmış bir ozanımızdır. 

            Ozan Karaoğlan’ ın bazı şiirlerinin Hubyar Köyünde bilindiği ve aşıklarca söylendiğine bir şiirini Annemin yanında okurken şahit oldum. Ben şiiri okurken Annemin birden gözlerinin yaşlandığını hissettim. Ne oldu Ana dediğimde “oğlum o okudun türküyü baban çok sık söylerdi” dedi. Bu sözler beni daha çok duygulandırdı. Babamın veya bizim köydeki eski Aşıkların Ozan Karaoğlan’ dan haberleri varımıydı bilemiyorum ama demek ki deyişleri biliniyordu. 

Viran kaldı meskenimiz yurdumuz

Kalktı göç eyledi beyler buradan

Bitmez mola efkarımız derdimiz

Kalktı göç eyledi beyler buradan
 

Sultan Ahmet fermanları salıyor

Kanlı dertler yüreğimi alıyor

Kargılım yastadır güller soluyor

Kalktı göç eyledi beyler buradan
 

Osmanlı da geldi geceden bastı

Zalim düşmanların neyiydi kastı

Düşenin ezelden yoğumuş dostu

 
  Toplam 72322 ziyaretçi  
 
BU SITEDE YAYINLANAN TÜM BILGILER DÜNDAR KÖYÜNE AITTIR Webmaster: Muharrem Cukaci - Editör: Tuncay Cukaci Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol