Dündarda kullanılan kavramlar ve anlamları
Seğit: Seğit lan: koşmak İbimedi: Bu ayu heç ibimedi: O şey bir türlü gelişmedi, canlanmadı. İptida: En ilkin, en önce Sayvan : Yaylada, taştan yapılmış yayla evi Goçalmış: Goçamışşsın. Yaşlanmak Şişek: Kuzu ile koç arasında yaşa sahip iri kuzu Kelek: Koyun ve kuzulara takılan zil Değnek: Kısa sopa Anatut: Sap ve otu tutmak için bir nevi üçlü tırmık Dirgen: Sap ve otu tutmak için ikli tırmık Övendere, öğendere: Kızak ve düven sürmede öküzleri hareket geçirmek için Bazen ucuna çivi geçirilmiş uzun sopa Mık: çivi Nacak: Baltanın küçük olanı Ede: kardeş anlamında Düve: İneğin genç kızlık dönemi Kah, kaş: Bir yeri gözetlemek için en yüksek yer Övek: Karşı daki yerleşim yerleri, karşıdaki yer Bakraç: Kulpu olan derin kova Helki: Kulpu olan geniş kova Ekmek dökmek: 2 haftalık Dündar ekmeği pişirmek Sacırak: Ateş yakıldığında yemek pişirmede üçlü, dörtlü ayağı olan demir bir nevi ocak Göz, Göze: Kaynak su birikinti yerleri Ağu: zehir Gelenü: sincap tarzı, hızlı koşan, yayla hayvanı Günneş olmak: Koyun ve kuzuların çok sıcakta kafalarını birbilerinin karın bölgelerine sokması ve ilerlememeleri Kumacuk: Yaylada çok sıcakta davarlardan bulaşan bir nevi nezle ve grip hasatalığı. Kumacuk sıçmak anlamında kullanılır İlistir. Makarna ve pancar süzmede kullanılan elek. Gıdık: Sepet Bostan: Bağ, bahçe Ahur:Büyük baş hayvanların barınağı Ağıl: Davarların barınağı Davar: Koyun, kuzu sürüsü Alma: Elme Çördük: Armutun küçük hali.

Golük: Eşek Göğnek: Gece giyilen pijama Hağbe: Eşeşk semerlerine takılan iki bölmesi olan uzun bir nevi çanta Azık: Tarla da çalışmak ve kuzu gütmede Dündarlıların yanına aldıkları az miktarda yemek Tutacak: Sıcak tencereleri turmak için yapılmış bez parçası. 2 li ve tekli olarak Tığ: Düvende ezilmiş ekin kalınr-tısı :Buğday tanesi ve samanın karışık hali Kasnak: Tezek dökmede kullanılan yuvarlak tahta parçası Tezek: Kasnak yardımı ile yapılan kurmuş, mal dışkısı: Yakıt olarak kullanılır. Dığıl: Davar dışkısı: Yunak: Yunulan, yıkanılan yer, Çimmek: Yunmak, yıkanmak Föllük: Çocukların, altına işemeleri ve pişik oluşmasını önlemek için elenmiş ve ısıtılmış toprak Minta: Gömlek Pırtı: Kıyafet Çaput: Kıyafet Postal: Ayakkabı Ağ: Beyaz Kis: Ot bitmemiş kayalık yer Kisikmek: Utanan kimselerin insanlara görünmemesi Gevmek: Çiğnemek Eşitmek: Duymak Yükleri ile selam: Çok selamlar Neydüyon, nişliyon: Bir nevi hal hatır sorma Öğün, öşün: Evde pişen yemek Gilik: Un ve yumurta ile pişen kahvaltı da yenen bir yemek Betin benzin getmiş: Yüzü solmuş, iştahsızlık hali Çökelik: Ufak taneli bir nevi peynir Goğ, gaybet: Biri hakkında dedikodu Göğ elma: Olgunlaşmamış elma Tatlu: Bal, Arının yaptığı bal Dastar: Ekmek yenilen yere serilen uzun ve geniş bez Cecim: Uzun ve kalınca yatak örtüsü Buharı: Köy evlerinde ateş dumanının yükseldiği baca Kös: kilit Çakıldak: taş parçları ile kaplı alan Çit: sınıra örülen çalu çırpı Pezük: pancar Habar ucar: Bir kimsenden ses seda, selam
Hedik: buğday ürünü Mengürde: Malların boğazlarına takılan ve bağlanan, yuvarlak boyunluk. Zelve: Kızak ve düvende boyunduruğun ucudaki iki tane boyunluk Boyunduruk: Kalın ve uzun 2 öküzün boynuna geçirilir Boyun bağı: Zelvelerdeki ip Ünnüğünü yedin mi: alaylı bir şekilde yemeğini yedin mi Sipsi: söğütten yapılan küçük ağızla çalınan düdük Arağetti: bir nevi saklambaç oyunu Arap Sağlak: Hıdırellezde bir nevi oynan oyun Uruplağa: Bir uruplağa bulgur: bir ölçü birimi Daru: buğdaydan elde edilen ürün Yarma: buğdaydan elde edilen ürün Süzme: sütten elde edilen ürün Çorak: Bacalar serilen mavimsi bir nevi toprak Yaba: 2 li dirgene teneke bağlanmış bir nevi süpürge, harman aleti Fötürek: amel olmak Oğmayısıca: İflah olmayısıca anlamında Kelem: Pancar Yaşamayım. Bir tür yemin Daşlar kayalar altına, ulu ağaçlar altına: bir tür yemin Hubuyar kessin: bir tür yemin Terki: Eşeğin semerinin arka tarafı Şilte: Eşek semirine bağlanan ipin özel durumu Yaylamak: Eşeğin semerinin her iki yanına eşit yük yüklemek Sede Naçar: elinden bir iş gelmez. Vağtım yok: Bugün rahatsızım Bir iş gör: İşe yarar bir şey yap. Betni: uzun tekne Tekne: hamur yoğurulan derin tahta Zola: yabancı kimselere verilen ad Sayı mı gı: Essah mı diyon: Kadınların birbirine söylediği, doğru mu söylüyor sun ? Get anam get, yoğ anam yok : bir deyim Taşlar kayalar altına: bir deyim Ambar: Buğday, arpa konulan uzun dolap Eğinş: Teknede hamur kazımak için alte Irbık: Uzun su kabı Yalak: Malların yemek yediği yer Ulan yörü ha: Bir deyim, nara Yaşmak: Yeni gelinlerin ağzını örtü ile kapatma hali Hayık diye: şimdi anlamında Üştek ver biyo: azcık bir şey rica etmek Ecük ver biyo: azcık bir şey rica etmek Gorüyon mu ?: bir sevinç hali Şitenme: şımarma
Dündarda yemek kültürü Katuklu çorba Çalkama Hele Kara helle Pezüklü helle Kataş Çullama Fetil Gömbe İşkeve Peskudan çorbası Hedikli çorba Yağlaş Gilik Madımak çorbası Bişi Madımak kavurması Pancar kavurması Isırgan yağlaşı Efelik Kömeç Kuş ekmeği Öymeç Kaygana Et kavurması Çökelik sündemesi İlüşlü Forgul Armut turşusu Bulgur aşı Ekmek aşı Erüşte Keşkek Ağuz